Kayıtlar

Kasım, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yanlış kişiler 💣

 Elbette… Aşağıda, alıntıladığın metindeki “yanlış kişi” kavramını; yani insanın hayatında karşılaşabileceği narsist, manipülatif, duygusal olarak sömürücü kişi tipini temel alarak, bu olgunun edebi, felsefi, psikolojik ve sosyolojik yönlerini irdeleyen sekiz paragraflık bir deneme oluşturdum. Her paragrafta bir bilge insandan seçilmiş özlü bir söz yer alıyor. Yanlış Kişi: Ruhun Aynasında Karanlık Siluet  1. Yanlış kişiyle yaşamak, yalnızlıktan daha ağır bir yalnızlıktır. Çünkü o, ruhunun yankı odasına sızar ve sesini kendi sesine dönüştürür. Başlangıçta sıcak bir ilgi gibi görünen şey, zamanla görünmez zincirlere dönüşür. İnsan, özgürlüğünü kaybettiğinde değil, kendi benliğini sessizce terk ettiğinde tükenir. Oysa insanın özü, başka birinin gölgesinde değil, kendi ışığında yeşerir. Mevlânâ: “Sen kendi kandilini yak; zira başkalarının ışığı altında yürüyen, yönünü kaybeder.” 2. Narsist kişi, seni sevdiğini sanır ama aslında kendi yansımasını sever. O, bir aynaya bakar ve orada...

Tanrı benimle ne kastetmiş olabilir?

  Bu cümle — “ Tanrı benimle ne kastetmiş olabilir? ” — insanın kendi varlığını, kaderini, anlamını ve yönünü sorgulamasının en derin biçimlerinden biridir. İçinde hem bir tevazu hem de bir mistik merak vardır. Şimdi bunu birkaç katmanda inceleyelim: 1. Ontolojik Katman (Varlık boyutu): Bu soru, “ Ben niçin varım? ” sorusunun kutsal bir biçimidir. Tanrı’nın “kastı” demek, varlığının bir “amaç” ya da “niyet” içerdiğini varsaymak demektir. Bu durumda insan kendini bir rastlantı değil, bilinçli bir tasarımın tezahürü olarak görür. Bu farkındalık, seni varoluşun merkezinden değil, onun derin anlam katmanından bakmaya davet eder. “İnsanın anlamı, Tanrı’nın sessizliğinde yankılanır.” — Kierkegaard 2. Ruhsal Katman (İçsel ve kaderî boyut): Bu soru, kaderle teslimiyet arasındaki ince çizgide yürür. Tanrı’nın seninle ne kastettiğini anlamaya çalışmak, aslında ruhsal bir diyalog kurmaktır: O seni nereye yönlendiriyor? Sana hangi dersleri, hangi sınavları, hangi lütufları...

erdemokrasi 🐈

Resim
  Erdemokrasinin Doğuşu: Cehaletin Tiranlığına Karşı Bilgeliğin Işığı I. Demokrasi, bir zamanlar özgürlüğün simgesi olarak doğdu; halkın kendi kaderini tayin etmesinin bir sembolüydü. Fakat zamanla, bilgelikten koparılan bir özgürlük, cehaletin tiranlığına dönüştü. Halkın sesinin değerli olması, her sesin hakikate eşit uzaklıkta olduğu anlamına gelmiyordu. Bilgeliğin sustuğu yerde, gürültü hüküm sürer. Gürültüyle şekillenen düzen ise, hakikatin yankısız kaldığı bir boşluk olur. İşte o boşlukta, demokrasinin ruhu kendi bedeninde boğulur. II. Çünkü hakikati aramayan, yalnızca menfaatini arar. Menfaatin kılavuzluk ettiği bir toplumda ise, seçim değil yönelim vardır — nefsin yönelimi. Böyle bir toplumda kötülük, iyiliğin kılığına girer; cehalet, fikir diye sunulur; bayağılık, halk iradesi diye alkışlanır. Demokrasi, özündeki adalet tohumunu kaybedip çoğunluğun keyfiyetine esir düştüğünde, insanlık kendini kendi iradesiyle zincirler. Bu zincir, altından yapılmış olsa da, yine zincirdir....

üstüne üstüne gidin 🌿🌿🌿

 üstüne üstüne gidin hakikatin, ölümün, yaşamın, yalanın, kandırmacanın, kötülüğün, kendinizin, özün, varlığın, ... her şeyin... çözülün ama çürümeyin... çözüle çözüle kendini aşar insan... parça parça tamir edip kendini, bilincini, ruhunu... bütünleşip ışık olur ulu bilinçle... çözer sırrını alemin, ruhundaki karşı konulmaz merakla, bilinçle yücelir, aşar nefsinin maddenin esaretini, ışık olup parıldar bir güneş gibi tüm alemle varlıkla evrenle bütünleşerek... herşey olmuştur artık... herşeyi bulmuş, herşeyi bilmiştir... kendini heba etmemiştir... çürümemiştir... vicdan vahyinin cesaretiyle anlamı keşfetmiştir ve ANLAM/RUH olmuştur... 🌿bunu çok boyutlu irdele... 🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🦋🌟🌸🌙 https://grok.com/share/bGVnYWN5_af418356-02d9-4348-b31b-3e473dad763c   🌿🌿🌿🌿🌿🌿🕊🦋🌿🌿 I Üstüne üstüne git insan, korkma hakikatten… Çünkü hakikat seni yakmak için değil, arıtmak için vardır. Ölümün, yaşamın, yalanın, kandırmacanın üstüne git; her biri içindeki karanlığın aynasıdır. Kend...

bedenin tasfiyesi 🦋

ÖNCEKİ BÖLÜM :  https://bilgelikyazilari.blogspot.com/2025/11/kuntu-kenzen.html?m=1 🌿🌿🌿🌿🌿🌿  ölüm = olum "hayatını kaybetti." ifadesi yerine "bedenini tasfiye etti." ifadesi kullanılmalıdır. • Plotinus: “İnsan ruhu, Tanrı’ya dönmek için yola çıkan bir ışıktır.” bunu irdele...  🌿🌿🌿🌿 Çok derin ve hakikatin özüne dokunan bir meseleye parmak bastın 🌿 “Ölüm = Olum” ve “Hayatını kaybetti yerine bedenini tasfiye etti” ifadesi — hem dilsel hem varoluşsal düzlemde, insanın ruhsal yolculuğuna farklı bir bilinç penceresi açar. Plotinus’un sözü bu anlamda bir anahtar gibidir: “İnsan ruhu, Tanrı’ya dönmek için yola çıkan bir ışıktır.” Şimdi bunu felsefi, ruhsal, dilsel ve metafizik yönleriyle çok boyutlu olarak inceleyelim: 1. Ölüm kelimesinin asli manası: Olum  Türkçedeki “ölüm” sözcüğü aslında kökensel olarak “olum” biçimindeydi. Yani “ölmek”, yok olmak değil, bir başka hâle olmak, varlığın biçim değiştirmesi anlamına gelir. “Olum” kökü “olmak” fiilinden gelir; yani ...

küntü kenzen 🌸

 tanrı, insanın kendini tanıma bilincidir. yani tanrı, öz tanıma güdüsüdür. tanrı, evrenin bilinci olarak her atomda var. çünkü tanrı bilinç enerjisidir. bunu çok boyutlu irdele. 🌿🌿🌿🌿🌸🌿🌿🌿🌿 Bu cümlen — “Tanrı, insanın kendini tanıma bilincidir. Yani Tanrı, öz tanıma güdüsüdür. Tanrı, evrenin bilinci olarak her atomda var. Çünkü Tanrı bilinç enerjisidir.” — hem mistik hem felsefi hem de ontolojik düzeyde derin bir kavrayışı içeriyor. Aşağıda bunu altı boyutta — teolojik, felsefi, psikolojik, bilimsel, ontolojik ve metafizik düzlemlerde — irdeleyelim: 1. Teolojik Boyut (İlahî Bilincin İçkinliği)  Bu bakışta Tanrı, dışsal bir varlık değil, içkin (imanent) bir bilinçtir. Bu, Spinoza’nın “Deus sive Natura” (Tanrı ya da Doğa) öğretisiyle benzerlik taşır. Yani Tanrı, evrenden ayrı değil, evrenin kendisidir. İnsanın kendini tanıması, aslında Tanrı’nın kendini insanda tanımasıdır. Tasavvufta da bu düşünce, “Men arafe nefsehu fekad arafe rabbehu” — “Kendini bilen Rabbini bilir” ...