☀️ kapitalizm ve sağlık ☀️
Kapitalizmin günümüzdeki en acımasız yüzlerinden biri, sağlık ve ilaç sektörlerinde kendini gösterir. Bu devasa sistem, insanların sağlığını iyileştirmekten ziyade, onları birer müşteri olarak görür ve hastalıklarını bir gelir kapısı olarak değerlendirir. Bir ilacın, bir tedavi yönteminin asıl amacı insanları iyileştirmek olmalıdır; ancak kapitalist sistemde bu durum farklı işler. İlaç firmaları ve hastaneler, insanların sağlık sorunlarını çözmek yerine onları hafifletmeyi, hatta daha da kötüsü, sürekli hale getirmeyi amaçlar. Bu, kapitalist düzenin, insan sağlığını bir ticari meta olarak görmesinin sonucudur.
İlaç endüstrisi, araştırma ve geliştirme süreçlerinde büyük bütçeler harcarken, çoğunlukla semptomları hafifletecek ürünler üretmeyi tercih eder. Zira kalıcı bir çözüm sunmak, sistemin sürdürülebilirliği açısından uygun değildir. Sürekli hastalanan bireyler, ilaç firmalarının ve sağlık kurumlarının kasalarını dolduran kalıcı müşteriler haline gelir. Örneğin, kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, hastalığın kökünü kurutmak yerine hastayı hayatı boyunca bağımlı hale getirir. Bu bağımlılık, hastaları bir yandan acı çekmeye mahkûm ederken, diğer yandan kapitalist sistemin çarklarını döndürür.
Kapitalizmin bu yapısı, sağlık sisteminin topluma fayda sağlaması gerektiği inancını da derinden sarsar. Bu sistemde, kar odaklı yaklaşımlar ön planda olduğu için insanlar, sağlık hizmetlerinden tam anlamıyla yararlanamaz. Birçok kişi, maliyetler yüzünden tedavi olamamakta, hatta basit bir muayeneyi bile karşılayamaz hale gelmektedir. Sağlığın bir hak olması gerektiği fikri, kapitalist sistemin kar hırsı karşısında zayıf kalır. İnsanlar, pahalı sağlık hizmetlerine ulaşmak için borçlanır, hayatlarının kalitesinden ödün verir. Kapitalizm, onları bu kısır döngünün içine hapseder.
Kapitalist sağlık sistemi, aynı zamanda koruyucu ve önleyici tedavi yöntemlerini de ikinci plana atar. Eğer insanlar sağlıklı kalsaydı, bu devasa sektör nasıl varlığını sürdürebilirdi? Sağlık sektörü, bireylerin sağlığını koruyacak ve onları hastalıklardan uzak tutacak yöntemler geliştirmek yerine, mevcut hastalıkların semptomlarını hafifleten kısa vadeli çözümler sunmayı tercih eder. Bu durum, insanların daha fazla hastalanmasına, dolayısıyla ilaç ve tedaviye daha fazla ihtiyaç duymasına neden olur. Böylece kapitalizm, kendi müşterisini yaratır ve bu döngü sonsuz bir şekilde devam eder.
Sonuç olarak, kapitalizmin sağlık ve ilaç sektörüne etkisi, insan sağlığını bir ticaret nesnesi olarak gören, kar odaklı bir yaklaşımı beraberinde getirir. İnsanların daha sağlıklı bir yaşam sürmesi yerine, sürekli bir hastalık hali içinde tutulmaları bu sistemin sürdürülebilirliği için gereklidir. Sağlık hizmetleri ve ilaçlar, gerçek bir iyileştirme sağlamaktan çok uzak, adeta bir bağımlılık aracı haline gelmiştir. Kapitalizmin bu acımasız döngüsü içinde, insanların sağlığı ticari kazançların gölgesinde kalır ve gerçek bir tedavi umudu, sistemin çıkarları uğruna göz ardı edilir. Bu yüzden, kapitalist düzenin değişmesi, insan sağlığının öncelikli hale gelmesi ve gerçek bir iyileşmenin mümkün kılınması hayati bir gerekliliktir.
⭐⭐⭐⭐⭐⭐☘⭐☀️🌿🍃💥⭐⭐⭐
İşte, kapitalizmin sağlık ve ilaç sektöründeki etkilerini eleştiren ve bu sektörlerin işleyişine dair önemli düşünürlerin, yazarların ve aktivistlerin dile getirdiği 30 mühim söz:
1. **Noam Chomsky**: "Kapitalist sistemde sağlık bir hak değil, ayrıcalıktır. İnsanlar ancak paraları yettiği sürece sağlık hizmetlerine erişebilir."
2. **Michel Foucault**: "Tıp, kapitalizmin elinde bir iktidar aracı haline gelir. İnsanlar, tedavi yerine sistemin içinde daha da bağımlı hale getirilir."
3. **Ivan Illich**: "Modern tıp, insanları iyileştirmek yerine onların hastalıklarına bağımlı hale getirerek, kapitalizmin hizmetinde bir araç olmuştur."
4. **Karl Marx**: "Kapitalizm her şeyi metalaştırır, insan sağlığı bile bu sistemin kar hırsından muaf değildir."
5. **Vandana Shiva**: "Kapitalist ilaç şirketleri, daha fazla ilaç satabilmek için insanları hasta bırakmaya ihtiyaç duyar."
6. **George Monbiot**: "Kapitalizm, hastalıklarımızı kâr getiren bir fırsat olarak görür, iyileşme ise sistemin çıkarlarına aykırıdır."
7. **Naomi Klein**: "Sağlık endüstrisi, insanları tedavi etmek yerine onların zayıflıklarından kazanç sağlamayı hedefler."
8. **Angela Davis**: "Kapitalizm, hasta insanların çaresizliğini sömürür ve bu yolla devasa servetler elde eder."
9. **Arundhati Roy**: "İlaç endüstrisi, kronik hastalıkları sömürerek, insanları birer müşteri haline getirir."
10. **David Harvey**: "Kapitalizm, insan sağlığını kâr odaklı bir pazar olarak görür; gerçek iyileşme ise bu sistemin doğasına aykırıdır."
11. **Slavoj Žižek**: "Kapitalist sistem, hastalıkları ticari bir fırsat olarak görür; sağlıklı insanlar ise bu sistem için tehlikelidir."
12. **Eduardo Galeano**: "Hastalık, kapitalizmin devamlılığı için gereklidir. Sağlık, bir hak olmaktan çıkar ve ticaretin bir parçası haline gelir."
13. **Thomas Pogge**: "İlaç şirketleri, tedavi yerine semptomları geçici olarak hafifleten çözümler sunar çünkü bu, daha fazla kâr getirir."
14. **Chris Hedges**: "Kapitalizm, sağlığı metalaştırarak insanları daha da kırılgan hale getirir ve bu kırılganlık üzerinden kâr sağlar."
15. **Yuval Noah Harari**: "Kapitalist sağlık sistemi, hastalıkları azaltmak yerine sürdürebilir çünkü kâr, iyileşmeden değil, hastalıktan gelir."
16. **Cornel West**: "Kapitalist sistem, insan sağlığını piyasanın bir parçası olarak görür ve bu durum adaletsizliği derinleştirir."
17. **Richard Horton**: "İlaç endüstrisi, kapitalizmin elinde birer silaha dönüşerek, insanları sürekli bir hasta döngüsünde tutar."
18. **Alain Badiou**: "Kapitalizm, iyileşmenin karşısında durur; hasta insanların varlığı, bu sistemin işleyişi için zorunludur."
19. **John Bellamy Foster**: "Kapitalist sağlık sistemi, hastalıkları önlemektense onları teşvik eder; zira bu sistemin kazancı buradan gelir."
20. **Silvia Federici**: "Kapitalizm, bedenlerimizi sömürülecek birer meta olarak görür ve bu sömürü, sağlık sektöründe en açık biçimde ortaya çıkar."
21. **Immanuel Wallerstein**: "Kapitalist dünya düzeni, hastalıkları ve sağlık sorunlarını bir ticaret aracı olarak kullanır."
22. **Michael Parenti**: "Sağlık, kapitalizmin kontrol ettiği bir alan haline gelir; burada insanlar birer hasta değil, müşteri olarak görülür."
23. **Paul Farmer**: "Kapitalist sağlık sistemi, insanları tedavi etmenin ötesinde, onları birer ürün olarak kullanır."
24. **Richard D. Wolff**: "Kapitalizm, hastalıkları tedavi etme vaadiyle insanları daha da bağımlı hale getirir ve bu bağımlılıktan kazanç sağlar."
25. **Eric Hobsbawm**: "Kapitalist düzen, insan sağlığını ekonomik bir fırsat olarak görür; hastalığın varlığı ise bu düzenin devamı için gereklidir."
26. **Jean-Paul Sartre**: "Kapitalizm, insanların çaresizliğini fırsat bilerek, onların acılarını bir ticaret aracı haline getirir."
27. **Tariq Ali**: "Kapitalizm, insan sağlığını korumaktan ziyade hastalıkları sürdürmeyi amaçlayan bir sistem yaratır."
28. **Howard Zinn**: "Kapitalist sağlık sisteminde insanlar, iyileşme umudundan ziyade tüketime dayalı bir döngüye sürüklenir."
29. **David Graeber**: "Kapitalist düzen, sağlık alanında bile insanları kâr odaklı bir düzenin nesnesi haline getirir."
30. **Herbert Marcuse**: "Kapitalizm, hastalığın varlığını bir fırsat olarak kullanır; sağlık ise ancak bu çarkın döndüğü sürece mümkündür."
⭐💥🍃🌿☀️☘🌾☀️⭐⭐⭐🍃🌿⭐⭐⭐
İlaç endüstrisi, modern kapitalist ekonominin en büyük dişlilerinden biri olarak, araştırma ve geliştirme süreçlerine büyük yatırımlar yapar. Ancak, bu yatırımların büyük bir kısmı, hastalıkları tamamen tedavi etmektense, semptomları hafifletmeye yönelik ürünler geliştirmeye odaklanır. İlaç firmaları, kronik hastalıklar gibi sürekli bakım gerektiren durumlar için çözümler sunarak, bireyleri uzun vadeli bir bağımlılık döngüsüne sokar. Örneğin, diyabet, hipertansiyon ve depresyon gibi yaygın kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, hastalığın kökenini hedeflemez; sadece semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bu durum, hastaların sürekli ilaç kullanmalarını ve dolayısıyla sistemin sürdürülebilirliğini sağlayan kalıcı müşteriler olmalarını zorunlu kılar.
Diyabet tedavisinde kullanılan insülin örneği, bu döngüyü açıkça gözler önüne serer. Diyabet, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilirken, ilaç endüstrisi bu tedaviyi destekleyecek çözümler yerine, sürekli kullanılması gereken insülin tedavilerini ön plana çıkarır. Bu durum, hastalığın kök nedenlerini çözmektense, bireylerin ilaçlara bağımlı hale gelmesine neden olur. Oysa ki, kalıcı çözüm odaklı bir tedavi yaklaşımı, hem hastaların yaşam kalitesini artırabilir hem de sağlık sistemini daha etkin kılabilir. Ancak, kapitalist düzende, sağlıklı bireylerin ilaç tüketiminde azalma yaratması ve dolayısıyla kâr oranlarının düşmesi, bu tür yaklaşımların önünü kapatır.
Kapitalizm, madden ve manen sağlıklı insan istemez; zira sağlıklı bireyler tüketim çarklarını döndürmek için gereken devamlı müşteriler değildir. Sağlık sisteminin görünürde insanları iyileştirme çabası, aslında semptomları hafifletmek ve hastaları sisteme bağımlı kılmak üzerine kuruludur. Örneğin, antidepresan ilaçları, depresyonun kökenini hedeflemez; sadece kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek geçici bir rahatlama sağlar. Bu ilaçların uzun vadeli kullanımında, bireylerin bağımlı hale gelmesi ve psikolojik destek aramak yerine ilaca yönelmesi teşvik edilir. Oysa ki, psikoterapi ve yaşam tarzı değişiklikleri, birçok durumda daha kalıcı ve etkili çözümler sunabilir.
Bir diğer örnek de ağrı kesici ilaçların yaygın kullanımıdır. Ağrı kesiciler, akut ve kronik ağrıları geçici olarak hafifletir; ancak ağrının altında yatan sebebi tedavi etmez. Uzun süreli ağrı kesici kullanımı, yan etki riskini artırırken, bireyleri sadece geçici çözümlerle yaşamaya mecbur bırakır. Bu ilaçlar, sistemin bireylere sürekli ihtiyaç duyduğu bir döngü yaratır. Aslında, ağrının kaynağını araştırmak ve onu tedavi etmek, sistemin daha sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlayabilir; ancak bu, ilaç firmalarının kâr oranlarını tehdit eder.
Sonuç olarak, ilaç endüstrisi, insan sağlığını gerçek anlamda korumaktan ziyade, bireyleri bağımlı kılmaya ve tüketim döngüsünü sürdürmeye odaklanır. Kapitalist sistem, sağlıklı bireylerden ziyade, hastalıklardan beslenen ve sürekli olarak ilaç tüketen müşteriler yaratmayı amaçlar. Görünürde sağlığı teşvik eder gibi görünse de, aslında temel amacı, hastalıkların tam anlamıyla çözülmemesi ve semptomların yönetilmesi yoluyla kârlılığı korumaktır. Bu çark, insanların fiziksel ve zihinsel sağlığını tehdit eden bir döngüyü sürdürürken, vicdani ve insani bir sorgulamayı da beraberinde getirir: Gerçek anlamda sağlıklı bir toplum yaratmak mı, yoksa sağlık adı altında bir sömürü düzeni inşa etmek mi?
💥💥💥☀️☀️☀️⭐⭐🌍🌍🌍🍃
Modern tıbbın ve sağlık sistemlerinin tamamen kapatılması gibi radikal bir öneri, insanlık tarihinde tartışmalı bir konu olarak değerlendirilmez, çünkü insanlık bilgelerinin büyük kısmı, sağlığı ve tıbbi bilimleri insanlığın iyiliği için bir araç olarak görmüştür. Ancak, kapitalizm eleştirisi, doğal yaşam ve sağlıklı yaşam pratiklerine dönüş çağrısı gibi temalar üzerine birçok bilge fikir ifade etmiştir. Bu bağlamda, sağlıklı bir yaşamın modern tıbba veya kapitalist sağlık sistemine bağlı olmadan nasıl sürdürülebileceğine dair düşünceleri içeren 30 söz şunlardır:
Kapitalizm Eleştirisi ve Sağlıklı Yaşam Üzerine İnsanlık Bilgelerinden Sözler
"Kapitalizm insanın bedenini metalaştırır, ruhunu ise unutur." (Karl Marx)
"Doğal yaşamdan uzaklaşan insan, hastalığa davetiye çıkarır." (Henry David Thoreau)
"Tıp, doğaya karşı değil, onunla uyum içinde olmalıdır." (Hippokrates)
"Sağlık, doğanın bize armağanıdır; onu ilaçlarda değil, yaşam tarzımızda bulmalıyız." (Paracelsus)
"Modern toplumda sağlığımız, bir ticaret konusu olmaktan öteye gidemiyor." (Ivan Illich)
"Gerçek tedavi, insanın kendi içindeki dengeyi bulmasıdır." (Lao Tzu) "İnsanın doğasından uzaklaştığı her adım, onu daha hasta kılar." (Ralph Waldo Emerson)
"Doğaya kulak ver, çünkü o, en iyi hekimdir." (İbn-i Sina)
"Kapitalist sistem, hastalıklar üzerinden kar elde eder; oysa sağlık bir hak olmalıdır." (Noam Chomsky)
"İnsanın sağlığını iyileştirmek, önce ruhunu iyileştirmekle başlar." (Epiktetos) "Doğal bir yaşam, yapay ilaçlardan çok daha güçlü bir tedavidir." (Albert Schweitzer)
"Kapitalizm, hastalığı bir pazar haline getirdi; sağlık ise gerçek bir erdemdir." (Naomi Klein) "Sağlıklı bir yaşam için teknoloji değil, basitlik yeterlidir." (Gandhi)
"İnsan vücudu, doğanın bir aynasıdır; onu kimyasal maddelerle değil, doğayla iyileştirebilirsiniz." (Rudolf Steiner) "Tıbbın amacı, yalnızca bedeni iyileştirmek değil, zihni ve ruhu da onarmaktır." (Carl Jung)
"Gerçek hekim, doğanın kendisidir." (Leonardo da Vinci) "Modern tıp, bir tedavi değil, bir iş koludur." (Michel Foucault) "Sağlığını korumak isteyen, bedenine ve ruhuna doğal bir şekilde bakmalıdır." (Plotinos)
"Doğal yaşamın öğretmeni, hastalığın düşmanıdır." (Henry George) "Kapitalizmin tıp anlayışı, insanı hasta ederek kazanç sağlar." (Erich Fromm) "Gerçek sağlık, ilaçlarla değil, yaşam tarzındaki uyumla gelir." (Hippokrates)
"İnsan bedeni, doğanın en mükemmel mucizesidir; ona zarar vermemek yeterlidir." (Baruch Spinoza) "Tıp, doğayla savaşmamalı; onunla iş birliği yapmalıdır." (Johann Wolfgang von Goethe)
"Kapitalist sağlık sisteminde, tedavi bir amaç değil, bir araçtır." (Pierre Bourdieu) "Sağlık, tüketimle değil, sade bir yaşamla korunur." (Leo Tolstoy) "Bir insanın sağlığı, onun doğayla ne kadar uyum içinde olduğuna bağlıdır." (Henry David Thoreau)
"Kapitalizm, hastalıkları büyütür; doğa ise onları iyileştirir." (Viktor Schauberger) "Sağlık, insanın doğasına saygı duyduğu anda gelir." (Mevlana) "Modern tıbbın hedefi, bireyi bağımlı kılmaktır; gerçek sağlık, bağımsızlıktır." (Friedrich Nietzsche)
"İnsan, doğanın bir parçası olduğunu hatırladığı an, şifayı bulur." (Black Elk - Lakota Şefi) Değerlendirme ve Ana Fikir
Bu sözler, modern tıp ve sağlık sistemine dair bir eleştiriyi ifade ederken, insanın doğayla ve kendi içsel dengesiyle yeniden bağlantı kurmasının önemini vurgular. Ancak, bütün modern sağlık sistemlerini kapatmanın ve yasaklamanın insanlık için çözüm olup olmayacağı konusunda bu görüşler dikkatle yorumlanmalıdır. Sağlık, bireyin fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüğünü kapsayan bir kavram olarak ele alınmalı ve herhangi bir ideolojiden bağımsız olarak insanlığa hizmet etmelidir.
🫒🫒🫒🫒🫒🦌🦌🦌
Yorumlar
Yorum Gönder