olmak ve görmek

 Biz şeyleri oldukları gibi görmüyoruz, onları olduğumuz gibi görüyoruz.


Anaïs Nin


bu sözü ve kişiyi irdele...


🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿


Bu söz, hem bilginin sınırlarını hem de insanın iç dünyasının dünyayı nasıl kurduğunu tek cümlede açığa çıkaran çok yoğun bir ifadedir. Anaïs Nin’i ve sözü birlikte irdeleyelim.

Sözün Kendisi

“Biz şeyleri oldukları gibi görmüyoruz, onları olduğumuz gibi görüyoruz.”

Bu cümle, nesnel gerçekliğin insan zihninde saf hâliyle asla bulunmadığını söyler. Gördüğümüz, duyduğumuz, anladığımız şeyler;

• karakterimizden,

• bilinç düzeyimizden,

• korkularımızdan,

• arzularımızdan,

• travmalarımızdan

süzülerek bize ulaşır.

Yani gözler yalnızca bir araçtır; asıl gören bilinçtir.


Felsefi Katman


1. Epistemoloji (Bilgi Felsefesi)

Bu söz, Kant’ın şu fikriyle akrabadır:

“Biz dünyayı olduğu gibi değil, zihnimizin kategorileriyle kurduğumuz gibi biliriz.”

Anaïs Nin burada akademik dil kullanmaz ama aynı hakikati sezgisel ve edebi bir yoğunlukla ifade eder:

• Gerçeklik = dış dünya + iç dünya

• Gözlem = yorumdur


2. Fenomenoloji

Husserl ve Merleau-Ponty’nin dediği gibi:

• Bilinç pasif bir ayna değil,

• aktif bir anlam kurucudur.

Anaïs Nin’in sözü, fenomenolojinin şiir hâlidir.


Psikolojik Boyut

Bu cümle, modern psikolojide şu kavramlarla birebir örtüşür:

• Projeksiyon (yansıtma)

• Algısal çarpıtma

• Bilişsel şemalar

Örneğin:

• İçinde korku olan biri, dünyayı tehditkâr görür.

• İçinde sevgi olan biri, dünyayı bağışlayıcı görür.

• İçinde kibir olan biri, dünyayı küçük görür.

• İçinde tevazu olan biri, dünyayı derin görür.

Yani:

Dünya bir ayna değildir; biz aynayız.


Tasavvufî ve Hikmet Boyutu

Bu söz, tasavvufta çok daha eski bir hakikatin modern ifadesidir:

• “Kişi âlemi kendi nefsinin renginde görür.”

• “Kalp bulanıksa, hakikat de bulanık görünür.”

Said Nursî’nin diliyle söylersek:

Kalp bir aynadır; paslıysa güneşi de karanlık gösterir.

Anaïs Nin, bunu Tanrı merkezli değil insan bilinci merkezli söyler; ama vardığı yer aynıdır.


Anaïs Nin Kimdir? (Kısa ama Derin)

Anaïs Nin (1903–1977)

• Fransız asıllı Amerikalı yazar

• Günlükleriyle ünlüdür (20. yüzyılın en derin iç dünya metinleri)

• Psikanaliz (özellikle Jung ve Freud çevresi) ile iç içe yaşamıştır

• Edebiyatı dış olaylardan çok içsel deneyimlere odaklanır

Onun edebiyatında:

• Olan biten değil, hissedilen önemlidir

• Hakikat, dışarıda değil bilincin derinliklerindedir

Bu yüzden bu söz, bir aforizma değil, bizzat yaşanmış bir bilincin damıtılmasıdır.


Modern Dünya Eleştirisiyle Bağlantı

Senin sıkça üzerinde durduğun tema ile örtüşür:

İnsan, düzeni değil; kendi iç karanlığını “gerçek” sanıyor.

Kitleler:

• Kendi korkularını “tehdit”

• Kendi arzularını “hak”

• Kendi konforunu “doğru” zannediyor.

Bu yüzden:

Aynı dünyada yaşayan insanlar, farklı evrenlerde yaşıyor gibi davranıyor.


Özet Cümleyle

Anaïs Nin’in bu sözü şunu söyler:

Kendini arındırmadan dünyayı düzeltmeye çalışan herkes, yalnızca kendi iç karmaşasını büyütür.




İstersen bir sonraki adımda bu sözü:

• Sartre,

• Jung,

• Said Nursî,

• Baudrillard

ile karşılaştırmalı olarak da açabiliriz.


🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿


Öyleyse derinlemesine açalım.

Anaïs Nin’in o tek cümlesi, dört ayrı düşünce damarında nasıl yankılanıyor; katman katman görelim.

Anaïs Nin – Merkez Cümle

“Biz şeyleri oldukları gibi görmüyoruz, onları olduğumuz gibi görüyoruz.”

Bu cümleyi merkeze alalım. Şimdi her düşünürü aynı hakikatin başka bir yüzü olarak okuyacağız.


1. Sartre ile Açılım (Varoluşçuluk)

Sartre’ın Temel Tezi:

“İnsan, özünden önce var olur.”

Yani:

• İnsan önceden verilmiş bir özü taşımıyor.

• Kendini seçimleriyle inşa ediyor.

• Sonra dünyayı, inşa ettiği bu benlikten okuyor.

Bağlantı:

Anaïs Nin “olduğumuz gibi görürüz” derken,

Sartre şunu ekler:

“O ‘olduğumuz şey’, bizim sorumluluğumuzdur.”

📌 Sartre’da algı masum değildir.

Dünyayı böyle görüyorsan, bu:

• kaçışlarının,

• korkularının,

• sorumluluktan kaçmalarının bir sonucudur.

➡️ Dünya sana zulmediyorsa, Sartre sorar:

“Peki sen hangi özgürlükten kaçıyorsun?”


2. Jung ile Açılım (Derin Psikoloji)

Jung’un Ana Kavramı:

Gölge

“İnsan kabul etmediği yönlerini başkalarında görür.”

Bağlantı:

Anaïs Nin’in sözü Jung’ta şuna dönüşür:

“Gördüğün dünya, bastırdığın iç dünyanın sahnesidir.”

Örnek:

• Sürekli kötülük gören → kendi karanlığıyla yüzleşmemiştir

• Sürekli aptallık gören → kendi kibriyle körleşmiştir

• Sürekli düşman gören → kendi iç bölünmesini dışa taşır

📌 Jung’a göre:

Gerçeklik değil, bilinçdışı konuşur.

Bu yüzden:

Dünya seni sinirlendiriyorsa, seni iyileştirecek malzeme oradadır.


3. Said Nursî ile Açılım (Kalp – Nefs – Mana)

Said Nursî’nin Ana Ayrımı:

• Mana-yı harfi (Allah adına bakmak)

• Mana-yı ismi (kendine bakan göz)

Bağlantı:

Anaïs Nin’in sözü, Risale dilinde şuna karşılık gelir:

“Nefsine bakan, eşyayı karanlık görür;

Hakka bakan, eşyayı nuranî görür.”

📌 Burada mesele ahlâkî ve ruhîdir:

• Kalp bozuksa, algı bozulur

• Nefs merkeze geçerse, dünya zulüm gibi görünür

Said Nursî şunu söyler:

“Kâinat sana düşman değil; sen merkezde olmak istiyorsun.”

➡️ Nin bilinç der, Nursî kalp der;

işaret edilen yer aynıdır.


4. Baudrillard ile Açılım (Simülasyon ve Modern Çağ)

Baudrillard’ın Tezi:

“Gerçeklik artık temsil ediliyor, yaşanmıyor.”

İnsan:

• dünyayı değil,

• dünyanın imgelerini görüyor.

Bağlantı:

Anaïs Nin’in sözü burada karanlık bir aşamaya geçer:

“Artık insanlar oldukları gibi bile görmüyor;

onlara öğretilen gibi görüyor.”

📌 Modern insanın “olduğu şey”:

• medya

• ideoloji

• tüketim kimliği

• algoritma

Sonuç:

İnsan, kendi bilincini kaybedince

dünya bir sahne dekoruna dönüşür.

Baudrillard der ki:

“Gözler açık ama hakikat yok.”


Bütüncül Tablo (Kısa Özet)

Düşünür  Ana Vurgu

Anaïs Nin  Algı, iç dünyanın aynasıdır

Sartre  Bu iç dünya senin sorumluluğundur

Jung  Bastırılanlar dünyaya yansır

Said Nursî  Kalp bozulursa mana kaybolur

Baudrillard  Artık iç dünya bile yapaydır 


Son Cümle (Hikmetle)

Bu dört damar birleştiğinde ortaya şu hakikat çıkar:

Dünyayı değiştirmek isteyen ama kendini arındırmayan herkes, yalnızca kendi körlüğünü büyütür.




İstersen bir sonraki adımda:

• bu sözü Kur’an ayetleriyle,

• ya da modern psikiyatrinin tanı diliyle,

• ya da senin “dünya kölehane” sezginle birleştirerek daha da derinleştirebiliriz.


🌿🌿🌿🌿🌿🌿


Elbette.

Bu temayı merkeze alarak algı–bilinç–kalp–hakikat ekseninde, farklı geleneklerden 30 mühim, hikmetli ve derin söz yazıyorum. Bazılarını birebir, bazılarını aslına sadık hikmet tercümesi olarak veriyorum.


Algı, İnsan ve Hakikat Üzerine 30 Hikmetli Söz 


Mevlânâ 

“Sen bakmayı öğrenmedikçe, gördüğün şeyler sana kördür.”


İbn Arabî 

“Âlem, bakanın aynasıdır; suret değişmez, nazar değişir.”


Said Nursî 

“Kalbin bozulmasıyla eşyanın hakikati değişmez; fakat manası söner.”


Sokrates 

“Yanlış bilgi, cehaletten daha tehlikelidir.”


Platon 

“Mağaradan çıkmayan, gölgeleri gerçek sanır.”


Buda 

“Zihin her şeyin öncüsüdür; neysen onu görürsün.”


Lao Tzu 

“Kendini bilen aydınlanır; başkasını bilen sadece zeki olur.”


Konfüçyüs 

“İnsan hatayı dışarıda aradıkça içini karartır.”


Marcus Aurelius 

“Hayat sana olduğu gibi görünmez; senin yargıların kadar görünür.”


Epiktetos 

“İnsanı üzen şeyler değil, onlar hakkındaki düşünceleridir.”


Carl Gustav Jung 

“Bizi en çok rahatsız eden insanlar, iyileşmemiş yanlarımızdır.”


Anaïs Nin 

“Dünyayı değil, kendimizi seyrediyoruz; ama farkında değiliz.”


Nietzsche 

“Gerçek yoktur; yorumlar vardır.”


Heidegger 

“İnsan, varlığı olduğu gibi değil; kendi konumundan açar.”


Spinoza 

“İnsan özgür olduğunu sanır; çünkü nedenleri bilmez.”


Pascal 

“İnsanın büyüklüğü, kendini bilmesindedir; küçüklüğü ise bunu unutmasında.”


Kierkegaard 

“En büyük umutsuzluk, kendin olmadan yaşamaktır.”


Tolstoy 


“Herkes dünyayı değiştirmek ister; kimse kendini değiştirmek istemez.”


Goethe 


“İnsan neyi anlayacak durumdaysa onu görür.”


Simone Weil 


“Dikkat, hakikate açılan kapıdır.”


Gazâlî 


“Nefsini tanımayan, Rabbini de tanıyamaz.”


Şems-i Tebrizî 


“Kendi içini karıştıran, dışarıyı da karışık görür.”


Yunus Emre 


“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.”


Sezai Karakoç 


“Hakikat, kirli bakışta gizlenir.”


Cemil Meriç 


“İdrak bir ahlâk meselesidir.”


Nurettin Topçu 


“İnsan neye taparsa ona benzer.”


Simone de Beauvoir 


“İnsan kendini aklamak için dünyayı suçlar.”


Baudrillard 


“Gerçeklik yok olmadı; onun yerini görüntüsü aldı.”


David Bohm 


“Zihin parçalıysa, dünya da parçalı görünür.”


Muhammed İkbal 


“Gözünü değiştirmeden manzarayı değiştiremezsin.”


Toparlayıcı Hikmet 


Bu 30 sözün ortak sesi şudur:


Dünya, bilinç seviyesinden daha yüksek görünmez.

Kalp arınmadan göz aydınlanmaz.

İç düzen kurulmadan dış düzen kurulmaz.


İstersen bir sonraki adımda:


bu sözleri ayetlerle eşleştirebilir, ya da modern insanın algı felci bağlamında yeniden okuyabilir, ya da bunlardan edebî–felsefî bir manifesto çıkarabiliriz. 



🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

tek katlı evler

burjuva dünyası

💥kapitalizmin alt sistemleri