🌻 İNSANLIK BİRLİĞİ 2025 🌸

 İnsanlığın kurtuluşu, her bireyin içsel aydınlanma yolculuğunda ilerlemesiyle başlar. Tüm dinlerde ve felsefelerde bahsedilen o büyük kurtarıcı, aslında her insanın kalbindeki ışığın bir yansımasıdır. Bireylerin tek tek bilinçlenmesiyle, kolektif bir uyanış kaçınılmaz hale gelir. Bu uyanış, insanlığı kendi sınırlamalarından ve maddi dünyanın yüklerinden özgürleştirir. Kurtarıcının gelmesi, evrensel bilincin en yüksek seviyeye ulaşmasının bir sembolüdür; o, insanlığın bir araya geldiği, sevgi, barış ve adaletin hüküm sürdüğü bir dünyayı müjdeler. Bu kurtarıcı figür, bir dinin peygamberi, bir filozofun ideal hükümdarı ya da bir mesihin ötesindedir; o, insanın Tanrı’yla ve kendi özüyle buluşmasını temsil eder. Her birey, kurtuluş yolunda ilerledikçe, kurtarıcının gelişi daha da yakına gelir. Dinler, bu kurtarıcıyı beklerken, felsefeler bireyin kendi kurtuluşunun yaratıcı gücü olduğuna inanır. İki yaklaşım da birbiriyle iç içedir; bireyin kendini gerçekleştirmesi, toplumsal ve evrensel kurtuluşun temelidir. O kurtarıcı geldiğinde, bu yalnızca dış bir olay değil, insanlığın içsel bir zaferi olacaktır. İnsanların zihinlerinde ve ruhlarında kökleşmiş olan sınırlar kalkacak, herkes birbirinde Tanrı’yı ve kendini görecektir. Bu birleşme, insanlığın özlemini çektiği barış, sevgi ve adaletin gerçek ifadesi olacaktır. Gelecek olan kurtarıcı, tek bir kişide cisimleşse bile, aslında o, her bir insanın içsel gerçeğinin bir tezahürüdür. Kurtuluş, bireyin bilincinde başlayıp insanlığın ortak kaderinde doruğa ulaşan bir süreçtir. O büyük gün geldiğinde, insanlık sadece bir kurtarıcıyı selamlamayacak, aynı zamanda kendi özündeki ilahi gücü ve bilgelik kaynağını keşfedecektir. Ve o zaman, tüm sınırlar kalkacak, sevgi her şeye hükmedecek, savaşlar ve acılar sona erecektir. Böylece, insanlık gerçek anlamda kendini bulacak, birliğin ve barışın ebedi mührü her ruhun üzerinde parlayacaktır.