🌍 kapitalist demokrasi 🌍

lütfen öncelikle aşağıdaki linkteki yazıyı okuyunuz : 

 https://bilgelikyazilari.blogspot.com/2024/10/kapitalizm-ve-demokrasi.html?m=1

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐

KAPİTALİST DEMOKRASİ 

Kapitalist demokrasi, özgürlüğün yüzeyde vaat edildiği, ancak gerçekte bu özgürlüğün sınırlarının sermaye sahipleri tarafından çizildiği bir düzendir. Demokrasi maskesi altında, toplumların kendi kaderini belirleyebileceği yanılsaması yaratılır; fakat bu yanılsamanın ardında, çıkarları korunan çoğunlukla kapitalistler ve elitlerdir. Seçme hakkı, yalnızca sahte bir özgürlük sunar; halkın iradesini temsil ettiği iddia edilen bu sistem, aslında sermayenin iradesini ve çıkarlarını yansıtır. Halk için gerçek değişimin önünü tıkayan kapitalist demokrasi, özgürlüğü yalnızca görünüşte sunar.


Demokrasi, kapitalist bağlamda ele alındığında, halkın değil sermayenin ihtiyaçlarını karşılayan bir düzenin maskesi olur. Politik sistem, sermaye sahiplerinin isteklerine göre şekillendirilirken, halkın gerçek değişim talepleri manipüle edilerek yönlendirilir. Kapitalist düzen, gücünü sürdürebilmek için toplumun farklı kesimlerini birer araç gibi kullanır; seçimler ve siyasi mekanizmalar ise bu çıkar çatışmalarını örtbas etmek için birer vitrinden öteye gitmez. Bu bağlamda halkın siyasetteki varlığı, çoğunlukla manipüle edilmiş bir temsil ve temsiliyet yanılsamasıdır.


Kapitalist demokrasinin sunduğu özgürlük yanılsaması, insanların seçim yapabildiklerini düşündüren, ancak seçenekleri kısıtlayan bir mekanizmaya dayanır. Sermaye sahipleri, kendi çıkarlarını koruyacak politikaları dayatırken, halkı bu düzene bağlı tutmanın yollarını ararlar. Bireylerin gerçek anlamda bir değişim arayışıyla girdiği seçim süreçleri, yalnızca sermaye grupları arasında seçim yapmakla sınırlıdır. Bu durumda özgürlük, yalnızca görünürde bir anlam taşır; halkın talepleri, sistem içinde kaybolur.


Bu yanılsama, halkın kendi çıkarları doğrultusunda karar aldıkları izlenimi yaratırken, aslında bu çıkarların sistem tarafından nasıl çarpıtıldığını gösterir. Kapitalist demokrasi, toplumun taleplerini yalnızca belirli sınırlar içinde karşılamakla yetinir; bu sınırların dışına çıkıldığında ise halkın sesi ya susturulur ya da görmezden gelinir. Kapitalizmin demokrasiyi kullanarak bireyleri kontrol ettiği bu sistem, insanların taleplerini bastırmak için her yolu dener. Seçimler, çoğunlukla halkın iradesinin değil, güçlülerin ve sermayenin çıkarlarının bir aracıdır.


Kapitalist düzenin etkisi altındaki demokrasi, bireyleri yalnızca sembolik bir özgürlük ile bağlar. Halk, görünüşte kendine ait bir seçme hakkına sahip olsa da bu hak, kapitalist düzenin sınırları içinde etkisiz kalır. Seçimler, güçlü sermaye sahiplerinin ve onların çıkarlarına hizmet eden politikacıların etkisi altında yapılır. Bu bağlamda halkın özgür iradesi çoğunlukla manipüle edilir ve demokrasi, yalnızca sermayenin bir aracı haline gelir.


Kapitalist demokraside oy kullanmak, halkın aslında kapitalist düzenin devamını onaylamaktan öteye gitmez. Seçim süreçlerinde halkın tercih yapması beklenir, ancak bu tercihler yalnızca sermaye odaklarının ihtiyaçlarına göre şekillendirilir. Oy, halkın özgür iradesini değil, sermayenin çıkarlarını temsil eder ve bu durum kapitalist demokrasinin en büyük yanılgısıdır. Özgürlük ve demokrasi maskesi altında, sermayenin gücünü sürdürmesi sağlanır ve halk yalnızca sistemin birer parçası olarak kalmaya zorlanır.


Bu düzende halk, sahte bir özgürlükle avunurken, sermaye sahipleri gerçek gücü elinde tutar. Kapitalist demokraside değişim, sermayenin sınırları içinde mümkün görülür; bu sınırların dışına çıkıldığında ise bireyler ya baskı altına alınır ya da susturulur. Halkın iradesinin gerçek anlamda bir karşılık bulduğu bir sistem yaratılması, ancak kapitalist demokrasinin sınırlayıcı etkilerinden kurtulmakla mümkün olabilir. Kapitalizm ve demokrasi arasındaki bu gerilim, özgürlüğün ancak sermayenin çıkarları doğrultusunda sınırlandırıldığı bir düzene işaret eder.


Kapitalist demokrasi altında, halkın gerçek anlamda bir değişim yaratabilmesi ancak bu yanılsamayı fark etmesi ve bu düzene karşı ortak bir duruş sergilemesiyle mümkündür. Sermaye, demokrasiyi halkın taleplerini karşılayan bir mekanizma olmaktan çıkararak yalnızca kendi çıkarlarına hizmet eden bir araca dönüştürmüştür. Bu sistemin maskesini düşürebilmek ve özgürlüğün gerçek anlamına ulaşabilmek, halkın ortak çabası ve kapitalist sistemin etkilerinin farkına varması ile mümkündür.

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐ 

KAPİTALİZM, HER ŞEYİ KENDİ AMAÇLARI İSTİKAMETİNDE İÇTEN DÖNÜŞTÜRÜP İSTİSMAR EDEREK ARAÇSALLAŞTIRIP KULLANIR.

https://bilgelikyazilari.blogspot.com/2024/10/kapitalizmin-alt-sistemleri.html?m=1 


Kapitalist demokrasi, halkın seçme hakkını özgürlük olarak sunar; fakat bu özgürlüğün sınırlarını belirleyen yine sermaye sahipleridir. Demokrasi maskesi altında, halkın çıkarlarının temsil edildiği yanılsamasını yaratır. Ancak bu sahte özgürlük, çoğunlukla kapitalistlerin ve elitlerin çıkarlarını korur. Görünen o ki, halkın çıkarlarını savunan bir yapı gibi sunulan bu sistem, aslında yalnızca güçlülerin kazançlarını güvence altına alır. Kapitalist düzenin gizli hedefi, halkı kontrol altında tutarak, kendi varlığını sürdürmektir.


Bu tür bir demokrasi anlayışında, halkın iradesi değil, sermayenin çıkarları asıl öncelik olarak karşımıza çıkar. Kapitalist düzen, politik sistemi manipüle ederek kendi çıkarlarını korur ve halkın gerçek değişim taleplerini sistemin sınırları içinde kaybettirir. İnsanlara seçim hakkı sunulurken, aslında onlara yalnızca kendilerini sömüren farklı sermaye grupları arasında tercih yapma şansı tanınır. Bu yapıda, bireyler oy kullanarak değişimi başlatacaklarına inanır; ancak gerçekte, sistemin sürmesi için bir araca dönüşmüşlerdir.


Demokrasiye biçilen bu rol, halkın kendi kaderini belirleme arzusunu kullanarak, bireyleri gerçek özgürlük arayışından uzaklaştırır. Sistem, insanlara özgürlüğün ve seçimin ellerinde olduğunu düşündürürken, gerçekte bu kararları büyük sermaye grupları çoktan almıştır. Bu bağlamda, halkın verdiği oy, çoğunlukla sistemin devamını onaylayan bir ritüelden öteye geçmez. Böylelikle, kapitalist demokrasi, güçlülerin halk üzerindeki kontrolünü sürdürebilmesinin bir yolu haline gelir.


Kapitalist demokrasi altında, özgürlüğün özü anlam kaybetmiş, görünürde bir özgürlük haline gelmiştir. Halk, kendilerine sunulan bu sınırlı seçme özgürlüğüyle sahte bir tatmin yaşar. İradesini yalnızca kapitalist düzenin sınırları içinde ifade etmesine izin verilen bireyler, sistemin gerçek amacını fark edemeyebilirler. Onlara seçme hakkı verilmiştir; fakat asıl mesele, bu seçimlerin yalnızca yüzeysel bir özgürlük sağladığı gerçeğinde yatar.


Bu sistemde demokrasi, ahlaki bir adaletten çok, sermaye çatışmalarının sahnelendiği bir araçtır. Güçlü sermaye sahipleri, halkın gerçek iradesini görmezden gelirken, halkı seçimlerle meşgul ederek kontrol altında tutar. Bu durum, halkın bağımsızlığını ve özgürlüğünü sembolik hale getirir. Seçimler, kapitalistlerin kendi çıkarlarına göre yönlendirdiği bir tiyatro sahnesinden başka bir şey değildir; halk ise bu sahnede yalnızca edilgen bir figür olarak yer alır.


Kapitalist demokrasinin sunduğu seçim özgürlüğü, halkın çıkarlarından çok, sermayenin çıkarlarına hizmet eder. Halk, sistemin içinde kendini ifade etmeye çalışsa da, bu ifade aslında sistemin belirlediği sınırlar çerçevesindedir. Oy kullanmak, kapitalistlerin halk üzerindeki kontrolünü pekiştirir ve bireylere sadece sistemin izin verdiği kadar söz hakkı tanır. Böylelikle, halk kapitalist düzenin meşruiyetini onaylayan bir araca dönüşmüş olur.


Kapitalist demokrasi, halkın özgür iradesini sınırlandırırken, gücünü sermayeden alan bir sistem inşa eder. Bu yapı içinde gerçek özgürlüğe ulaşmak, ancak kapitalist düzenin etkisinden kurtulmakla mümkündür. Halkın gerçek anlamda özgürleşmesi ve değişimin sağlanması, ancak bu maskenin düşürülmesiyle gerçekleşebilir. Kapitalist demokrasinin yüzeyde sunduğu özgürlük yanılsaması sona erdiğinde, halkın iradesi ve bağımsızlığı ortaya çıkacaktır.


Sonuç olarak, kapitalist demokrasi, halkın değil sermayenin iradesini yansıtan bir yapıdır. Özgürlük, eşitlik ve adalet, yalnızca sahte vaatler olarak görünür. Bu yapının özünü kavrayabilmek ve halkın gerçek özgürlüğüne ulaşabilmesi için bu sistemi sorgulamak ve daha eşitlikçi bir düzen arayışı içine girmek gereklidir. Gerçek değişim, yalnızca bu sorgulama ve direnişle mümkün olabilir.

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐

Kapitalist demokrasinin özünde, halkın seçme hakkı, yalnızca bir yanılsama olarak sunulur. Bu sistemde, özgürlüğün sınırları sermaye sahipleri tarafından belirlenir ve halkın çıkarları yerine güçlülerin çıkarları korunur. Demokrasi maskesi altında, halkın taleplerinin yerine getirildiği izlenimi yaratılır; ancak bu sahte özgürlük, çoğunlukla elitlerin ve kapitalistlerin iradesine hizmet eder. Kapitalist demokrasinin sunduğu özgürlük, yalnızca belirli sınırlar içinde olup gerçek değişim taleplerini karşılamaktan uzaktır.


Demokrasi, kapitalizmin bir aracı olarak halkın iradesini değil, sermayenin gücünü yansıtır. Kapitalist düzen, halkın sesini manipüle ederek, kendi ekonomik çıkarlarını güvence altına alır ve sistemin değişmez olduğu fikrini toplumun geneline benimsetir. Böyle bir düzende, halkın iradesi sıkça görünür, ancak gerçekten etkili olmaz. Politik sistem, halkın yalnızca kendi çıkarlarına zarar vermeyecek tercihlerde bulunmasına izin verir, böylece sistemin sürekliliği sağlanır. Kapitalist demokrasinin, adalet ve eşitlik gibi değerleri kendi bünyesine entegre edememesi, bu düzenin en büyük çelişkilerinden biridir.


Kapitalist demokrasinin temel özelliklerinden biri, halka seçim hakkı sunarken aslında bu seçimi sadece kendilerini sömüren farklı sermaye grupları arasında yapma zorunluluğunu dayatmasıdır. Böylece, halk kendisine verilen bu sınırlı tercih hakkını kullanırken, gerçek bir değişim arzusuyla yanılgıya düşer. Güçlüler, halkın özgürlük arayışını kendi çıkarlarına uygun bir biçimde yönlendirir, böylece sistemin meşruiyeti korunur. Halk, bu yanılsama altında kendini özgür sanırken, yalnızca sahte bir demokrasiyle kontrol altına alınmış olur.


Bu yanıltıcı özgürlük duygusu, halkın bağımsız iradesini kısıtlar ve onları sermaye sahiplerinin belirlediği çerçevede hareket etmeye zorlar. Kapitalizm, demokrasinin kılıfı altında kendi iktidarını güçlendirirken, halkın özgürlük ve bağımsızlık taleplerini göz ardı eder. Böyle bir düzende, halkın gerçek anlamda katılımı sınırlandırılır; çünkü demokrasi, kapitalist düzen içinde yalnızca ekonomik çıkarların korunmasına hizmet eden bir araç haline gelmiştir. Bu araç, güçlülerin sistem üzerindeki kontrolünü sürdürmesine olanak tanır.


Kapitalist demokrasinin en büyük çelişkisi, halkın çıkarlarına hizmet ettiği iddiasıyla var olurken aslında büyük sermayenin çıkarlarını korumasıdır. İnsanların kendilerini temsil eden bir sisteme duydukları güven, bu aldatıcı yapının varlığını devam ettirir. Kapitalist sistemde oy kullanmak, halkın sistemin devamını onaylamasından başka bir şey değildir. Bu çerçevede, demokrasi halka yalnızca görünüşte sunulur ve onların istekleri yerine sermayenin çıkarları gözetilir. Bu da, demokrasinin halkın iradesinden ziyade kapitalistlerin gücünü koruyan bir araç olduğunu gösterir.


Kapitalist düzen, halkın iradesini yönlendirmek ve kendi çıkarlarını korumak adına demokrasiyi sahte bir özgürlükle süsler. Oy hakkı, halkın sesinin duyulması amacıyla sunulsa da bu sesler yalnızca sermaye sahiplerinin istediği sınırlar içinde yankılanır. Kapitalist demokrasi içinde bireyler, yalnızca kendilerini sömüren farklı çıkar grupları arasında seçim yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kalır. Bu sistem, halkı kontrol altında tutarak, onların taleplerini etkisizleştirir ve gerçek değişim için bir umut yaratmaz.


Kapitalist demokrasi, özgürlük vaadini sunarken, insanların sistem içindeki yerini belirleyen ekonomik güçlere hizmet eder. Sermaye sahipleri, halkın gerçek değişim taleplerini bastırmak için politik sistemi manipüle eder ve halkın sesini duymaz. Halkın karar alma süreçlerine katılımı, sermayenin çıkarlarına göre yönlendirilir. Gerçek özgürlük ise yalnızca bu manipülasyonun sona erdiği ve sermayenin halk üzerindeki etkisinin kırıldığı bir düzende mümkün olabilir. 


Sonuç olarak, kapitalist demokraside gerçek anlamda bir değişim, halkın bu yanılsamayı fark etmesi ve birlikte hareket etmesiyle mümkündür. Ancak o zaman, halk özgürlüğünü gerçek anlamda kazanabilir ve sermayenin egemenliği sona erdirilebilir. Kapitalist demokrasinin maskesini düşürebilmek, bu yanıltıcı düzenin sınırlarını görmeyi ve toplumsal bilinci bu yönde geliştirmeyi gerektirir.

⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

burjuva dünyası

💥kapitalizmin alt sistemleri

⭐🌻🌾🍃 müstakil tek katlı bahçeli evler modeli 🍀☘🍃🌿🌴🐝