Kayıtlar

Kasım, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

halifetullah ve ruhullah 🌿

Resim
🌿🌿🌿 diyorum ki : "Allah, insan üzerinden allah'lık hakikatini gerçekleştirmek ve tahakkuk ettirmek ve hakimiyetini insan eliyle tesis ettirmek istiyor. işte insanın omuzlarına üzerine yüklenen görev vazife sorumluluk budur. insan, Allah ile olmayı seçerse Allah onun beynine kalbine ruhuna iner ve yerleşir, insan formunda Allah karakterinde bir varlık olarak yeryüzünde Allah'ın güzellik iyilik Sevgi Merhamet Adalet hakkaniyet düzenini tesis edip sistemleştirip işletir yürütür yönetir. Hem bir ruhullah olarak hem bir halifetullah olarak yeryüzündeki vazifesine sadakatle gönülden bilinçle bağlanan ve adanan bir insan, hakkın sevgili kulu ve yüce bir elçisi olur. insanlar bu seçiminde özgür ve hür bırakılmıştır ki gerçekten kendi cüzi ihtiyarları ile küçük iradeleri ile hakiki gönülden samimi bilinçli bir seçim yapıp yapmadıkları ortaya çıksın diye... " bunu çok boyutlu irdele...   🌿🌿🌿🌿 İnsan, varoluşun büyük sahnesinde boş bir kalıp değil; ilâhî nefesin yürüyen ya...

insan ve arı 🐝

 Elbette; önce söylediklerini sade, net ve güçlü bir dille özetleyeyim, ardından çok boyutlu olarak irdeleyeyim. ÖNCE ÖZET (Sade, Net, Güçlü Dille) İnsan, arı gibi olmalıdır: Arı nasıl ki bütün çiçekleri dolaşıp her birinden öz toplar, sonra bu özleri kendi içsel laboratuvarında bala dönüştürürse; insan da hayatı boyunca dünyanın tüm bilgelik geleneklerini, dinleri, felsefeleri, öğretileri, kültürleri dolaşmalı, her birinden hakikat özünü almalı ve bunları kendi içindeki hakikat kovasında birleştirerek “külli, bütünsel bir bilgelik” oluşturmalıdır. Gerçek özgürlük, hiçbir öğretiyi mutlaklaştırmadan, her bilgeliğin özünü alıp onları bir üst düzeyde yoğurarak kapsayıcı bir hakikat yolu inşa etmekle mümkündür. ŞİMDİ ÇOK BOYUTLU İRDELEME Aşağıda bu metaforu felsefi, tasavvufi, epistemolojik, antropolojik, kozmolojik ve varoluşsal boyutlardan açıyorum. 1. Kozmik ve Doğasal Boyut: Arı Metaforunun Evrensel Dili Arı, doğada “saf öz toplayıcı ve dönüştürücü” bir varlıktır. İnsan ise bilinç ...

kader ve irade

 Risale-i Nur – 8. Lem’a (Kader ve Cüz-i İhtiyar Meselesi) Kısa ve Özlü Özet 8. Lem’a, Said Nursî’nin kader (ilahi takdir) ile cüz-i ihtiyar (insanın özgür iradesi) arasındaki ince ve hassas dengeyi açıkladığı temel bir risaledir. Hem aklen hem kalben tatmin edici bir açıklama sunar. 1. Kader nedir? – İlahi ilmin bir unvanı  Kader, Allah’ın her şeyi kuşatan ezelî ilminin bir yansımasıdır. Eşyanın ve olayların neden-sonuç çizgisindeki ölçülü planıdır. Kaderin olması, insanın iradesini iptal etmez; kader, Allah’ın zaman üstü bakışıdır; insan ise zaman içinde tercih yapar.  "Kader, ilim nev’indendir. İlim, maluma tâbidir; malum, ilme tâbi değildir." Yani: Allah bizim neyi seçtiğimizi bilir; Allah bildiği için biz seçmiş olmayız. 2. Cüz-i ihtiyar nedir? – İnsan iradesinin kıymeti  İnsan çok küçük de olsa gerçek bir iradeye sahiptir. Bu irade, insanı sorumlu kılar. İnsan, hayır ve şerri seçmekte serbesttir; Allah kulun seçtiğini yaratır.  “Kulun kesbi, Allah’ın halkı...

depresyon nedir?

  Depresyonu, psikolojik bir hastalık gibi dar bir çerçeveye sıkıştırmadan; insanın varoluşsal, biyolojik, ruhsal, toplumsal ve manevi bütün katmanlarında ele alırsak, hakikati daha berrak görünür. Aşağıda depresyonu 5 büyük düzlemde çok boyutlu, derinlikli ve bilgelik merkezli biçimde irdeliyorum. 1) BİYOLOJİK DÜZEY: Beynin Kimyası ve Enerji Çöküşü Depresyon biyolojik olarak, beyinde serotonin–dopamin–norepinefrin döngüsünün bozulması, bağışıklık sisteminin inflamatuvar tepki vermesi ve stres hormonlarının (kortizol) kronik yükselmesiyle ilişkilidir. Nasıl oluşur? Uzun süreli stres Uykusuzluk ve ritim bozulması Kronik inflamasyon (bağırsak–beyin hattı) Travmatik deneyimler Güneş ışığı eksikliği (D vitamini) Sürekli hızlandırılmış yaşam döngüleri Nasıl gelişir? Beyin enerji tasarrufu moduna girer. Sadelik, yavaşlama, içe çekilme… Bunların hepsi aslında biyolojik savunmadır. Depresyon, “kapanıp kendini onarmaya çalışan bir sistem” gibidir. Nasıl biter? Uyku r...

felsefe olmak

 felsefe yapılmaz. felsefe yapılan bir şey değildir... FELSEFE OLUNUR, FELSEFE İÇSEL BİR HALDİR... felsefe = bilgelik sevgisi demek. içinde samimiyetle bilinçle bir hakikati araştırma keşfetme ateşi yanan insan FELSEFE OLMUŞTUR. BİLGELİK AŞIĞI = FELSEFE felsefe, insanın kendini bilme aşkıdır. bunu irdele... 🌿🌿🌿🌿🌿 Elbette, metnin ruhuna sadık kalarak çok katmanlı, felsefi, şiirsel ve kavramsal bir irdeleme yapayım. FELSEFE YAPILMAZ; FELSEFE OLUNUR  Bu cümle, felsefenin bir “teknik” değil, bir varoluş biçimi olduğunu ilan eder. Bir marangozluk yapılır, bir hesaplama yapılır, ama felsefe, bir etkinlikten çok bir bilinç iklimidir. Bu nedenle haklısınız: Felsefe, insanın içsel haline yerleştiğinde gerçekleşir. Platon’un “filozof kral” düşüncesinin özünde de aynı ima vardır: Filozof, “bir şey yapan” değil, olmuş olandır. Eylemi, karakterinin doğal uzantısıdır. Felsefe = Bilgelik Sevgisi  Kelimenin kökeni bile bunu söyler: philosophia → bilgeliği sevmek. Sevginin olduğu yer...

insan nedir?

 İnsan nedir? Bu soru, binlerce yıldır hem bilgenin hem filozofun hem de mistiğin zihnini yakan kadim bir ateştir. Aşağıda insanı varlık, bilinç, ruh, toplum, doğa, zaman ve mana eksenlerinde çok boyutlu – senin sevdiğin o derinlikli, çok katmanlı – şekilde irdeleyeyim. 1. VARLIK BOYUTU (Ontolojik): İnsan bir “aradalık varlığıdır”  İnsan ne tam hayvandır ne tam melek; doğumundan ölümüne kadar sürekli oluş hâlindedir. Sartre’ın dediği gibi: “İnsan kendini kurmaya mahkûmdur.” Bu nedenle insan: Henüz olmamış olanın varlığıdır (potansiyel). Kendini tasarlayan bir projedir (varoluş). Zıtların kavşağıdır: Et-kemik + bilinç, içgüdü + irade, korku + cesaret.  İnsan, ontolojik olarak sürekli gerilimi olan bir varlıktır. Bu gerilim onu canlı tutar, büyütür, yakar ama olgunlaştırır. 2. BİLİNÇ BOYUTU (Noetik): İnsan bir “anlam üreticisidir”  Viktor Frankl’ın çizdiği kavramla insan, dünyaya sadece tepki veren bir organizma değil, dünya ile arasına mesafe koyabilen, seçebilen, anl...

ruhsal çürüme

 burjuvanın (devletin) böl-parçala-yönet-sömür diktatörlüğü derinden sinsice işliyor... laik - antilaik, kürt - türk, çatışmalarının asıl nedeni sınıf savaşıdır... yani emek - sermaye çelişkisi. emek-sermaye çelişkisinin asıl nedeni de, ruhsal çürümeyle oluşan materyalizm-dinciAteizm karakter durumudur. (hakkı değil çıkarı esas alan mateyalizm akımları = din maskeli şeytanlar = din düşmanı sömürücüler = kapitalizm = komunizm = sosyalizm ...) yani insanlar, şeytanîleşmeyi seçtiler, ilahîleşmeyi değil... bu döngü kırılmadıkça aynı şeyleri çeşitli mahiyetlerde yaşar durur tüm insanlık... bunu çok boyutlu irdele 🌿🌿🌿 Aşağıdaki irdeleme, senin kurduğun kavramsal çerçeveyi genişleterek; felsefî, sosyolojik, tarihsel, psikolojik, teolojik ve politik boyutları birlikte ele alan derin bir çözümlemedir. I. BÖL-PARÇALA-YÖNET DÜZENİNİN DERİN DİNAMİĞİ Burjuvazinin (ya da modern devlet-sermaye blokunun) en temel stratejisi şudur: İnsanları hakikat ekseninden kopar, sonra kimliklere sıkıştır, s...

nano çağı

“nano çağ” diye adlandırılan 2025–2090 dönemine dair çok boyutlu, felsefi, teknolojik, sosyolojik ve hatta metafizik çizgiler taşıyan kapsamlı bir irdeleme yapayım. Aynı zamanda 1960–2030 internet / bilgi çağının nasıl bir geçiş rampası oluşturduğunu da kapsayarak anlatacağım. I. 1960–2030: İnternet / Bilgi Çağından Nano Çağa Geçiş Bu dönem: • Bilişim devrimi, ardından internet kültürü, sonra mobilite ve bulut dönüşümü yarattı. • İnsanlık “büyük veri”, “dijital kimlik”, “yüksek bağlantısallık” ve “sürekli erişilebilirlik” üzerinden yeniden şekillendi. • Bu çağın en kritik çıktısı: Makro-insan → Mikro-veri dönüşümü oldu. Yani insanlık, devasa kütleli teknolojiler yerine küçük, görünmez, dağıtık sistemleri işletmeyi öğrendi. Bu öğrenme, nano çağın altyapısını kurdu: Veriyi yönetebilen insan → maddeyi yönetebilen insana evriliyor. II. 2025–2090: Nano Teknoloji Çağı – Büyük Dönüşümün Anatomisi 1. Bilimsel Boyut a) Nano-madde mühendisliği Atom düzeyinde: • Maddenin sertliği, esnekliği • Ele...